Blog

  • Kocaali’de Doğayla iç içe yaşam, yatırımcıların ilgisini artırıyor

    Kocaali’de Doğayla iç içe yaşam, yatırımcıların ilgisini artırıyor

     

    2025 yılı Türkiye gayrimenkul piyasası, özellikle arsa segmentinde dikkat çekici bir büyüme yaşadı. Sakarya genelinde konut imarlı arsa fiyatları %21,4 oranında artarken, Karasu ve Kocaali bölgeleri yüksek yatırım potansiyeliyle öne çıktı. Karasu’da liman yatırımları, Kocaali’de ise kıyı imar düzenlemeleri arsa değerlerini yukarı taşıdı. Artan talep ve kamu yatırımları, bölgeyi yatırımcılar için cazip bir hale getirdi. Nun Arsa Kurucusu Metin Çakır, bölgedeki fırsatları vizyoner bir bakış açısıyla değerlendirdi.

    TÜİK’in 2025 yılı raporuna göre Türkiye genelinde Ocak-Ağustos döneminde 1,99 milyon adet gayrimenkul satışı gerçekleşti. Sakarya’da arsa ve konut piyasası bu trendi yansıtarak hareketli bir yıl geçirdi. Özellikle Karasu ve Kocaali ilçelerinde metrekare bazında konut imarlı arsa fiyatları sırasıyla 3.694 TL ve 4.506 TL seviyelerine ulaştı. Kocaali’de kıyıya yakın sınırlı arsa arzı, metrekare değerlerini yukarı çekti. Bu veriler, bölgede yatırım yapmanın ciddi bir sermaye gerektirdiğini ortaya koydu.

    Söz konusu gelişmeleri Nun Arsa Kurucusu Metin Çakır ile değerlendirdik. Çakır, arsa yatırımının klasik anlayışın ötesine geçtiğini belirtti. “Kocaali ve Karasu hattı artık sadece tapu değil, geleceğe yapılan bir yatırım anlamına geliyor. Ruhsatları ve projeleri hazır, müstakil tapulu arsalarla yatırımcılara hazır çözüm sunuyoruz. Mahalle içinde, kimi deniz kimi orman manzaralı arsalarda ister kendi villanızı yapın ister biz sizin için anahtar teslim inşa edelim. Denize 15 dakikalık mesafede yer alan bu projeler, doğal yaşamla iç içe bir hayat vadediyor.” dedi.

    ‘Kocaali, yatırımın yeni merkezi olacak’

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yatırım programına göre Kocaali Belediyesi yeni imar yolları, turizm alanı ilan edilen bölgeler ve kanalizasyon altyapısını genişletme çalışmalarına hız verdi. Özellikle Sahil Mahallesi gibi kıyı bölgelerinde yapılaşma oranının artırılması planlanıyor. Bu gelişmeler, arsa yatırımcılarının ilgisini sahil hattına yönlendirdi.

    Çakır, bu planların yatırım potansiyelini artırdığına dikkat çekti: “Kocaali’de imar düzenlemeleri, bölgedeki yatırım getirisini yukarı taşıyor. Buralar artık ikinci konut değil, ana yaşam alanı olmaya aday. Nun Arsa olarak denize 15 dakika gibi yakın bir mesafede, doğa ile iç içe, köy yumurtası, organik süt ve ekmek gibi detayların yaşandığı mahalle konseptli alanlarda arsalar sunuyoruz. Bu arsaları taksitle alarak kendi villasını kurmak isteyenler için eşsiz fırsatlar oluşturuyoruz.” ifadelerini kullanan Çakır, markalarının sadece arsa değil, güven ve gelecek sunduğunu da vurguladı.

    Arsa piyasasında değer artışı bölgeyi hareketlendirdi

    Sakarya’nın kuzey ilçeleri olan Karasu ve Kocaali, 2025 yılında hem işlem hacmi hem de değer artışı bakımından arsa yatırımında dikkat çekici bir performans sergiledi. Karasu’da liman genişleme projesi, Kocaali’de ise sahil imar düzenlemeleri, arsa değerlerini son üç yılda %65-69 bandında artırdı. Sadece yatırım geri dönüş süresi değil, yatırım güvenliği açısından da pozitif veriler dikkat çekti. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün dijital hizmetleri, yatırımcıların bilgiye erişimini kolaylaştırarak şeffaflığı artırdı. Bölgedeki güçlü kamu altyapı yatırımları da bu hareketliliği destekledi.

    ‘Sektördeki yerimizi daha da güçlendireceğiz’

    Nun Arsa, klasik emlak anlayışını dönüştürerek arsa yatırımını vizyoner bir sürece dönüştürüyor. Sakarya – Karasu – Kocaali hattında faaliyet gösteren marka, 80’in üzerinde aktif proje portföyü ile dikkat çekiyor. Metin Çakır, markanın geleceğine dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz arsayı sadece metrekare değil, anlam üreten bir değer olarak görüyoruz. 2026 itibarıyla devreye alacağımız dijital tapu takip uygulamamızla sektöre teknolojik bir yenilik daha katacağız. Geleceği arsada tasarlamak, bizim en güçlü motivasyonumuz.”

     

  • Altınkılıç Süt Ürünleri’nin yeni marka yüzleri: Kenan ve Zayn Sofuoğlu

    Altınkılıç Süt Ürünleri’nin yeni marka yüzleri: Kenan ve Zayn Sofuoğlu

     

    Altınkılıç Süt Ürünleri’nin kefir markası Altınkılıç Kefir, güçlü, sağlıklı ve doğal yaşamı temsil eden marka kimliğini yeni bir iş birliğiyle taçlandırıyor. Motor sporlarının efsane ismi Kenan Sofuoğlu ve oğlu Zayn Sofuoğlu, Altınkılıç ailesinin yeni marka yüzleri oldu.

    Bu özel işbirliğiyle birlikte, “Nesilden Nesile Sağlık” mottosunu benimseyen Altınkılıç, gelenekten geleceğe uzanan sağlıklı yaşam anlayışını Sofuoğlu ailesiyle bir araya getiriyor.

    Kefir Kenan Sofuoğluna, Meyveli Kefirix Zayn Sofuoğluna emanet

    Markanın klasik kefir ürünleri, sporda ve yaşamda disipliniyle öne çıkan Kenan Sofuoğlu tarafından temsil edilirken; Altınkılıç’ın çocuklara özel, eğlenceli ve meyveli ürünü Kefirix, enerjisi ve sempatik tavırlarıyla tanınan Zayn Sofuoğlu ile buluşuyor.

    Bu özel kampanya, babadan oğula geçen değerler, sağlık bilinci ve aktif yaşam vurgusunu güçlü görseller ve hikayelerle destekliyor. Kampanyanın iletişim danışmanlığını HHK Danışmanlık, medya planlama ve prodüksiyonunu ise Filmevi Medya üstleniyor.

    Altınkılıç’tan sağlıklı nesiller için bir adım daha

    1984’ten bu yana doğal ve katkısız ürünleriyle Türkiye’nin öncü kefir markası olan Altınkılıç, halka arz sürecinin ardından markalaşma yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Şirket, her yaştan bireyin sağlıklı yaşam yolculuğuna katkı sağlamaya devam ederken, Sofuoğlu ailesiyle kurduğu bu bağ sayesinde sadece bir reklam kampanyasına değil; sağlıklı yaşamı benimseyen bir toplumsal değere de imza atıyor.

    Daha güçlü bir bağ, daha sağlıklı bir gelecek için: Altınkılıç – Nesilden Nesile Sağlık.

  • Berna Gencebay İstanbul’da 60’ların rüzgarını estirecek

    Berna Gencebay İstanbul’da 60’ların rüzgarını estirecek

     

    Berna Gencebay’ın “ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞI” başlıklı kişisel sergisi 4 Ekim’de açıldı. 60’lı yılların masumiyet ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturan sergi, sanatseverleri aşkın, duygunun ve estetiğin altın çağında yolculuğa davet ediyor.

    İnsan kaynakları yöneticiliğinden sanata uzanan hikayesiyle dikkat çeken Berna Gencebay’ın “ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞI | THE GOLDEN AGE OF ROMANTICISM” başlıklı kişisel sergisi 4 Ekim’de İstanbul, Kadıköy’deki Luna Art Gallery’de açıldı. Yetenekli ressam, mitoloji, denizcilik ve nostaljinin modern resim teknikleriyle harmanlandığı sergide, 60’lı yılların masumiyet ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturuyor.

    Çağdaş Türk sanatında nostaljik temaların yeniden yükselişini vurguladığı sergisi hakkında konuşan Berna Gencebay, “Romantizm sadece bir dönem değil, aynı zamanda bir ruh, bir bakış açısıdır. Bu sergi de yalnızca bir dönem hatırlatması değil, romantizmin bugün de yaşadığını göstermeyi amaçlıyor. Tuvalime yansıttığım her eser, geçmişin zarafetini bugünün ruhuyla birleştiriyor. Sanatseverleri aşkın, duygunun ve estetiğin altın çağında yolculuğa çıkarmak istiyorum” dedi.

    Hem klasik romantizme saygı duruşu hem de modern yorumlarıyla dikkat çekiyor

    1960’ların büyülü atmosferlerini İstanbul’un simgesel mekanlarıyla buluşturan Berna Gencebay’ın tuvaline taşıdığı silüetlerde Belgin Doruk, Ayhan Işık ve Filiz Akın gibi Yeşilçam’ın efsane isimleri, modern yorumlarla yeniden hayat buluyor. Sergi, yağlı boya, akrilik, rölyef ve farklı dokuların kullanıldığı 50 özgün eserden oluşuyor.

    Berna Gencebay, “Bu sergi yalnızca nostaljik bir bakış değil, aynı zamanda bugünün insanına unutulmaz bir hatırlatma. İzleyicilere romantizmin kaybolmadığını, aksine içimizde saklı olduğunu göstermek istiyorum. Eserlerimde mitoloji, denizcilik tarihi ve İstanbul’un kadim sembollerini romantizmle harmanlıyorum. O yılların masumiyet ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturuyorum” ifadelerini kullandı.

    Berna Gencebay’ın eserlerinde romantik İstanbul silüetleri, mitolojik dokunuşlar, denizin ve gökyüzünün büyülü yansımaları, aşkın farklı yüzleri ve nostaljinin zamansız hikayeleri öne çıkıyor. Sanatçının özgün tarzı hem klasik romantizme bir saygı duruşu hem de modern yorumlarıyla dikkat çekiyor.

  • Paribu, dünyanın en büyük kripto etkinliğinde Türkiye’yi temsil etti

    Paribu, dünyanın en büyük kripto etkinliğinde Türkiye’yi temsil etti

     

     

    Paribu’nun Platinum sponsorları arasında yer aldığı TOKEN2049 Singapore sona erdi.

    1-2 Ekim’de gerçekleştirilen Asya’nın prestijli etkinliği; dünyanın dört bir yanından

    binlerce katılımcıyı blokzincir, web3, kripto gibi konular etrafında, Singapur’da bir araya

    getirdi.

     

    Blokzincir tabanlı yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiren ve Türkiye kripto varlık ekosisteminin gelişimine öncülük eden Paribu’nun Platinum sponsorları arasında yer aldığı TOKEN2049 Singapore, sona erdi. Paribu, 1-2 Ekim tarihleri arasında Singapur’un ikonik otellerinden biri olan Marina Bay Sands’de gerçekleştirilen etkinlikte Türkiye’yi temsil etti.

    Asyanın prestijli etkinliği binlerce katılımcıyı buluşturdu

     

    “Dünyanın en büyük kripto etkinliği” olarak tanımlanan TOKEN2049’un Asya edisyonu

    TOKEN2049 Singapore, bu yıl da 20 bini aşkın katılımcıyı bir araya getirdi. Paribu küresel

    konferans serisi TOKEN2049’un Asya edisyonunda rekabetçi ürün ve hizmetlerine ilişkin

    ayrıntıları küresel karar vericilerle paylaştı.

     

    Paribu standını ziyaret edenler, çok katmanlı güvenlik mimarisi ColdShield®’ı geliştiren ve

    Türkiye’nin kendi geliştirdiği teknolojisiyle hizmet veren ilk ve tek dijital varlık saklama

    hizmeti sağlayıcısı olan Paribu Custody’ye dair bilgi alma fırsatı buldu. Ayrıca ziyaretçiler,

    Paribu’nun uluslararası etkinlik katılımlarında yoğun ilgi gören yapay zeka destekli dijital

    sanat platformu ArtGen ile Paribu’nun bireyler ve girişimler için kripto varlık cüzdan

    uygulaması Paribu Self’i deneyimledi. ArtGen ile 200’den fazla dijital sanat eseri oluşturan

    ziyaretçiler, ürettikleri eserlerin NFT’lerine sahip oldu.

     

    Paribunun tescilli teknolojisi sahneye taşındı

     

    Paribu Custody Direktörü Mehmet Hüseyin Kafadar, 1 Ekim’de TON Stage’de

    gerçekleştirilen “Digital Asset Security, Reinvented” başlıklı konuşmasında, dijital varlık

    saklamada sektör standartlarını belirleyen tescilli teknoloji ColdShield®’ın ayrıntılarını paylaştı. Paribu ayrıca, blokzincir güvenliği hizmetleri sunan Halborn ve spor / eğlence

    alanında blokzincir çözümlerinde küresel lider Chiliz ile yan etkinliklere ev sahipliği yaptı.

    Paribu ev sahipliğinde katılımcılara fuar alanında yeni bağlantılar kurabilecekleri bir alan

    sunan Barista Zone ve Paribu standı etkinlik boyunca yoğun ilgi gördü.

     

    Paribu yıl boyunca kriptonun en büyük sahnelerinde yer aldı

     

    Paribu, 2025’in başından bu yana uluslararası görünürlüğünü güçlendiriyor. Şubat 2025’te

    Web Summit Qatar 2025 partnerliğiyle başlayan uluslararası etkinlik katılımları, Nisan 2025’te Paris Blockchain Week 2025 sponsorluğuyla devam etti. Money20/20 Europe’un 5

    yıldızlı sponsorlarından biri olan Paribu, iki gün boyunca 160 ülkeden katılımcının buluşma

    noktası olan TOKEN2049 Singapore’u da Platinum sponsor olarak destekledi.

     

    Paribu hakkında

    Blokzincir tabanlı yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiren Paribu, 2017’den bu yana Türkiye kripto varlık ekosisteminin oluşumuna ve gelişimine öncülük ediyor. Kripto varlık işlem platformuyla 7 milyonu aşkın kişiye hızlı, kolay, güvenli bir deneyim ve 190’dan fazla kripto varlıkla işlem yapma imkanı sağlıyor. Paribu, çok katmanlı güvenlik mimarisi ColdShield®’ı geliştiren ve Türkiye’nin kendi geliştirdiği teknolojisiyle hizmet veren ilk ve tek dijital varlık saklama hizmeti sağlayıcısı olan Paribu Custody ile kurumsal müşterilere yönelik dijital

    varlık saklama hizmeti sunuyor. Paribu Self ile bireyler ve girişimlere kripto varlık cüzdan uygulaması sağlıyor. Paribu ayrıca, Paribu Ventures ile blokzincir, kripto varlık, web3 ve fintech girişimlerine yatırım yapıyor.

  • Özel hayvan bakım evi ENCANDER, Hayvanları Koruma Günü için bağış çağrısı yaptı

    Özel hayvan bakım evi ENCANDER, Hayvanları Koruma Günü için bağış çağrısı yaptı

     

     

    Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan Türkiye’nin ilk özel hayvan bakım evi ENCANDER, sokakta yaşama şansı olmayan felçli, hasta, yaşlı ve istismara uğramış hayvanlara umut oluyor. Bünyesinde 450’den fazla can bulunan merkez, hayvanlara güvenli, sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam sunmayı amaçlıyor.

    İSTANBUL — Türkiye’nin çözülmeyi bekleyen sahipsiz sokak hayvanları sorunu, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü yaklaşırken yeniden gündeme geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan Türkiye’nin ilk özel hayvan bakım evi ENCANDER (Engelli ve Muhtaç Hayvanları Yaşatma ve Koruma Derneği), sokakta yaşama şansı olmayan felçli, hasta, yaşlı ve istismara uğramış hayvanlara umut oluyor. Avrupa standartlarında hizmet sunan merkez  450’den fazla cana  sadece bir barınma değil; yaşamlarının son döneminde hayvanlara güvenli, sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam sunmayı amaçlıyor.

    “Dünyada örneği çok az bulunan bir başarı”

    ENCANDER Kurucusu Zühal Kadıoğlu: “ENCANDER’i kurarken amacımız çok netti: Sokakta hayatta kalamayacak durumda olan hayvanları kaderlerine terk etmeyecektik. Çoğu ya felçli, ya yaşlı ya da tedavisi yarım bırakılmış hayvanlardı. Bir barınak değil, onların yaşayabileceği, iyileşebileceği, huzurlu bir yuvaya ihtiyaçları vardı” diyerek şu açıklamada bulundu: “

    Şu an yaşam merkezimizde 450’nin üzerinde kedi ve köpek var. 127 kedi FIP, felç ya da kalıcı engellilik nedeniyle kurtarıldı, 16’sı ise felçli. 369 köpeğimiz aktif olarak bakım altında. 68’i felçli, 32’si distemper hastası. 56’sı travmaya bağlı felçten tedavi edildi ve bugün yeniden yürüyebiliyorlar. 90’a yaklaşan felçli hayvan sayımızla, tek çatı altında en fazla felçli hayvana bakan merkez konumundayız. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da örneği çok az bulunan bir başarı.”

    “Türkiye’nin dört bir yanından hayvanseverleri bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz”

    Sadece bir bakım evi değil; aynı zamanda toplumun hayvan hakları konusundaki bakış açısını değiştirmeyi amaçlayan bir farkındalık misyonuyla faaliyet gösterdiklerini aktaran ENCANDER Kurucusu Zühal Kadıoğlu, “Sokakta, gözlerden uzak, sessizce ölüme terk edilen binlerce hayvan var. Biz bu sessizliği bozmak istiyoruz. ENCANDER tamamen gönüllü desteklerle ayakta duruyor. Her bağış, bir canın daha yaşama tutunmasına vesile oluyor. Türkiye’nin dört bir yanından hayvanseverleri bu mücadeleye ortak olmaya davet ediyoruz. Birlikte daha çok hayat kurtarabiliriz” ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sonlandırdı:

    “Merkezimizde 7 gün 24 saat sağlık takibi yapılıyor. Her hayvanın özel bakım ihtiyacı var. Felçli hayvanlar için fizyoterapi uyguluyoruz. Bizim misyonumuz bakıma muhtaç, terk edilmiş, istismara uğramış hayvanların yaşam hakkını korumak. Sevgiyle, bilgiyle, deneyimle onları hayata geri döndürmek. Onlara sadece bakım değil, hak ettikleri onurlu bir yaşamı sunmak.”

  • Huawei, Tüm Zekayı Açığa Çıkaran SMART Lojistik ve Depolama Çözümünü Tanıttı

    Huawei, Tüm Zekayı Açığa Çıkaran SMART Lojistik ve Depolama Çözümünü Tanıttı

     
    Huawei, HUAWEI CONNECT 2025 kapsamında düzenlenen “Kapsamlı Ulaşım ve Lojistik için Dijital ve Akıllı Bir Temel Oluşturmak” zirvesinde SMART Lojistik ve Depolama Çözümü’nü tanıttı.

    Huawei Başkan Yardımcısı ve Akıllı Ulaşım İş Birimi CEO’su Ma Yue, konuşmasında şirketin teknolojik yeniliğe bağlılığını vurguladı. Ma Yue, iletişim ağları, bilgi işlem gücü, yapay zekâ ve yetenek geliştirme alanlarında ortak inovasyonu derinleştirerek ulaşımda sürdürülebilir gelişmeyi desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

    Tayland Devlet Demiryolları Genel Müdür Yardımcısı Kumpol Boonchom, “Tayland’ı Güneydoğu Asya’nın lojistik merkezi haline getirecek entegre bir ağ oluşturmayı hedefliyoruz. Tayland-Çin Demiryolu’nun inşası, SRT için bölgede stratejik bir demiryolu lojistik merkezi geliştirmek adına önemli bir fırsat sunuyor” dedi.


    SF Technology CMO Yardımcısı Guo Shuangqing, “SF Technology ve Huawei’nin, çok sayıda havalimanını koordine etme kapasitelerini genişletmek için kendi güçlü yanlarını en üst düzeye çıkaracaklarını ve bu iş birliği sayesinde tüm hava lojistiği sektöründe kayda değer bir verimlilik kazanımı sağlanacak” dedi.

    Yunnan Construction and Investment Holding Group Genel Müdür Yardımcısı Jiang Xingxiang, entegre tedarik zinciri yönetimine ilişkin görüşlerini şöyle paylaştı: “Geleceğe dönük olarak YCIH Logistics, iş birliğine dayalı büyümeyi desteklemek için dijital ve akıllı tedarik zincirine öncelik vermeyi sürdürecek.”

    Shandong Port Technology Group Başkanı Yang Bin, “Huawei’nin güçlü teknik desteği sayesinde tek ağ, tek bulut ve tek güvenlik sistemine dayalı dijital altyapıyı başarıyla hayata geçirdik. Grup olarak, ortaklarımızla birlikte hem fiziksel altyapıyı hem de dijital hizmetleri kapsayan entegre akıllı liman çözümleri geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.

    Huawei Küresel İş ve Stratejik Ortaklar Direktörü Rachad Nassar, yaptığı açıklamada: “Kapsamlı akıllı ICT altyapısı ve yenilikçi teknolojileriyle Huawei, Hizmet Olarak Mobilite (MaaS) ve Hizmet Olarak Lojistik (LaaS) gibi kavramları gerçeğe dönüştürerek dijital zekânın tüm gücünü açığa çıkarıyor” ifadelerini kullandı.

    Huawei Akıllı Lojistik ve Depolama İş Birimi Başkan Yardımcısı Qiu Shikui, “Yenilikçi SMART Lojistik ve Depolama Çözümünün tanıtımını yaptı. Çözüm, beş temel yetkinliğe odaklanıyor: platform temelli hizmetler, dijital operasyon yönetimi, akıllı kaynak tahsisi, otomatik aktarma ve insansız taşımacılık” dedi.

    Huawei, 100’den fazla liman ve 200’den fazla lojistik ile depolama şirketine; 70’ten fazla şehirde 300’den fazla şehir içi demiryolu hattına ve 180.000 km’den uzun demiryolu ağına; 200.000 km’yi aşan karayolu ağına; 300’den fazla şehirde şehir içi ulaşıma; ayrıca dünya genelinde 210’dan fazla havayolu şirketi ve hava trafik yönetim bürosuna hizmet vermiştir.

     

  • Kortlarda Suwen İmzası Var

    Kortlarda Suwen İmzası Var

     

    Türkiye Tenis Federasyonu’nun en yüksek puanlı organizasyonlarından biri olan ‘Suwen T400 Masters Cup Tenis Turnuvası’ Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde başladı. Spora ve sporcuya verdiği destekle adından söz ettiren Suwen, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın yanı sıra şimdi de tenis sporcularını destekliyor.

     

    “İçimde Suwen Var” sloganıyla adından söz ettiren, ürünlerindeki kalite ve şıklığıyla iç giyim sektörünün öncü markalarından biri olan Suwen, Çaycuma Kaymakamlığı ve Çaycuma Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü koordinasyonunda düzenlenen turnuva ile Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 293 sporcuyu bir araya getiriyor. Bu heyecan dolu turnuva, tenis severlere nefes kesen rekabeti izleme imkânı sunuyor.

    Organizasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Suwen Genel Müdürü Ali Bolluk, sporun birleştirici gücüne vurgu yaparak: “Suwen olarak, toplumsal fayda yaratan projelere de öncülük etmeye devam ediyoruz. Çaycuma’da düzenlenen bu değerli turnuvaya destek olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Sporun disiplin, azim ve fair-play ruhu, bizim iş yapış şeklimize de ilham veriyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen genç yetenekleri ve usta sporcuları desteklemek, onların gösterdiği azim ve mücadele, bizim de başarıya olan inancımızı pekiştiriyor” diye konuştu.

    Çaycuma Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü tenis kortlarında 5 Ekim’e kadar devam edecek olan turnuva, tüm sporseverleri heyecan dolu mücadeleleri izlemeye davet ediyor.

  • Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı, SAP ile vites yükseltecek

    Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı, SAP ile vites yükseltecek

     

     

    Kurumsal uygulamalar ve iş odaklı yapay zeka çözümlerinde dünya lideri SAP, FIAnın yeni mali düzenlemelerine hazırlanan Mercedes-AMG PETRONAS Formula 1 Takımı’nın, operasyonel mükemmeliyet, inovasyon ve yasal uyumluluk için SAPnin akıllı kurumsal çözümlerinden yararlanacağını duyurdu.

     Uluslararası Otomobil Federasyonu’nun (FIA), rekabet dengesini korumak, sporun finansal istikrarını ve sürdürülebilirliğini güvence altına almak amacıyla 2026 itibarıyla Formula 1 (F1) takımlarına 215 milyon dolar tutarında maliyet sınırı getirmesi, takımların performans yönetimindeki süreçlerini karmaşıklaştırdı.

    Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı, bulut tabanlı kurumsal kaynak planlama için SAP Cloud ERP Private çözümleri sayesinde, organizasyon genelinde gerçek zamanlı finansal içgörüler, tahmine dayalı analitikler ve kolaylaştırılmış operasyonlarla donatılacak. Ayrıca, gelişen maliyet sınırı çerçevesinde kritik yetkinlikler olan bütçe ihtiyaçlarını tahmin etme, tedarik zincirlerini optimize etme ve envanteri hassasiyetle yönetme konularında da SAP Business AI’den yararlanacak.

    Her yarış arabasındaki 14.500den fazla tekil bileşen izlenecek

    SAP Cloud ERP Private, Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı’nın envanter yönetimi kapsamında, her yarış arabasındaki 14.500’den fazla tekil bileşenin izlenmesi ve değerinin belirlenmesinde temel rol oynayacak. FIA raporlamasında harcanan mesaiyi azaltarak, yeni finansal düzenlemeler kapsamında temel bir gereklilik olan, parçaların doğru ve gerçek zamanlı değerlemesini daha iyi yapacak. Bulut tabanlı mimari, özellikle operasyonların en kritik olduğu yarış dönemlerinde yüksek kullanılabilirliği sağlamaya yardımcı olacak.

    SAP ile daha akıllı’ yarışacağız

    Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı BT Direktörü Michael Taylor, “SAP’nin teknolojisi, sporun finansal sınırları içinde kalarak en üst düzeyde rekabet etmek için ihtiyacımız olan çeviklik ve şeffaflığı sağlıyor. SAP ile sadece daha hızlı yarışmayacak, aynı zamanda daha akıllı yarışacağız” dedi.

    FIA’nın düzenlemeleri, yeni bir finansal disiplin yaklaşımı gerektirirken; SAP çözümleri de Ar-Ge, üretim ve yarış operasyonları genelinde maliyetleri izlemek ve tahsis etmek, yerleşik denetim izleriyle uyumluluk raporlamasını otomatikleştirmek ve stratejik karar almayı desteklemek için finansal senaryoları modellemek konularında takıma yardımcı olacak.

    Operasyonel mükemmellik ve inovasyon, saatte 300 km hızda bile el ele gidebilir

    Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı, 2026 FIA mali düzenlemeleri kapsamında gelişen öncelikler olan sürdürülebilirlik takibi ve operasyonel karar almayı güçlendirmek için SAP Business AI’den yararlanacak. Karbon ayak izini azaltmak ve verimliliği artırmak için akıllı veri modelleri kullanılırken; tahmine dayalı yetkinlikler, envanter ve tedarik zinciri optimizasyonunu destekleyecek. Buna paralel olarak takım, SAP Business Technology Platform ve SAP Build çözümlerini kullanarak iş akışlarını dijitalleştiren ve departmanlar arası işbirliğini artıran özel uygulamalar geliştirecek.

    SAP Yönetim Kurulu Üyesi ve COO’su Sebastian Steinhaeuser, “Mercedes-AMG PETRONAS F1 Takımı, motor sporlarında dijital dönüşüm ve yapay zeka odaklı ilerleme için standartları belirliyor. Birlikte, operasyonel mükemmellik ve inovasyonun saatte 300 km hızda bile el ele gidebileceğini kanıtlıyoruz” dedi.

    SAP Hakkında

    Kurumsal uygulamalar ve iş odaklı yapay zeka alanında küresel bir lider olan SAP, 50 yılı aşkın süredir iş ve teknoloji arasında köprü kuruyor. Farklı ölçek ve sektörlerden şirketler; finans, satın alma, İK, tedarik zinciri ve müşteri deneyimini kapsayan kritik iş operasyonlarını birleştirerek en iyi sonuçları elde etmek için SAP’nin ileri teknolojilerine ve uygulamalarına güveniyor. Müşteriler, iş ortakları, çalışanlar ve düşünce liderlerinden oluşan geniş bir küresel ağa sahip SAP; inovasyon, güvenilir veriler ve akıllı teknolojiler aracılığıyla dünyayı daha yaşanabilir kılmaya ve insan hayatını iyileştirmeye destek oluyor.

  • Erken Fark Edersen Çok Şey Fark Eder 

    Erken Fark Edersen Çok Şey Fark Eder 

     

    “Her Raunda Hazırız”

    Acıbadem Sağlık Grubu ve Suwen, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ile anlamlı bir iş birliğine imza attı. “Meme Kanserine Karşı Her Raunda Hazırız” sloganıyla hayata geçirilen proje, kadınları erken teşhisin hayat kurtaran gücü konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor.

    Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen ve yaşam kaybına neden olan kanser türü. Öyle ki kadınlarda görülen kanserlerin yaklaşık %25’ini meme kanseri oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü`ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Merkezi (IARC), 180 dünya ülkesinin 140’ında meme kanserinin kadınlarda en yaygın görülen kanser türü olduğunu belirtiyor. Yapılan çalışmalarda meme kanserinin erken evrede hiçbir belirti göstermediği bu nedenle, kadınların meme kanserinin tanısı için kendi kendilerine meme muayenesini yapmaları diğer yöntemlerden daha fazla destekleyici ve maliyet gerektirmeyen bir potansiyele sahip olduğu belirtiliyor. Erken teşhisin hayat kurtardığı gerçeğinden yola çıkarak hazırlanan projenin ana temasını, meme kanseriyle mücadele eden kadınların kararlılığını simgeleyen pembe boks eldivenleri oluşturuyor. Bu metafor, erken teşhis ve düzenli kontrollerin kanserle mücadelede en etkili hamle olduğunu vurguluyor. Bu proje, yalnızca belirli bir gruba değil, geniş bir kitleye ulaşarak farkındalığı toplumsal bir harekete dönüştürmeyi amaçlıyor.

    Suwen’den Kadınlara Güç ve Destek Mesajı

    Suwen Yönetim Kurulu Üyesi, Ürün Geliştirme ve Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferda Sümer Arslan
    Suwen Yönetim Kurulu Üyesi, Ürün Geliştirme ve Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferda Sümer Arslan

    Suwen Yönetim Kurulu Üyesi, Ürün Geliştirme ve Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferda Sümer Arslan, “Suwen olarak, her zaman kadınların yanında durmayı ve onlara güç vermeyi misyon edindik. Meme kanseriyle mücadele eden kadınlara destek olmak bizim için büyük bir sorumluluk. Bu proje ile ‘İçindeki Seni Koru’ mesajını yaygınlaştırmayı ve kadınları bedenlerini dinlemeye teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, Ekim ayı gelirlerimizin bir kısmını Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’ne bağışlayarak birçok kadının hayatına dokunup onların bu zorlu süreçte yanında olduğumuzu hissettirdik” dedi.

    Acıbadem Sağlık Grubu Pazarlama Direktörü Hümeyra Hevadpal
    Acıbadem Sağlık Grubu Pazarlama Direktörü Hümeyra Hevadpal

    Acıbadem, farkındalık çalışmalarıyla dikkat çekiyor

    Meme kanseri farkındalığı için her yıl ses getiren projeler yaptıklarını belirten Acıbadem Sağlık Grubu Pazarlama Direktörü Hümeyra Hevadpal, “Sağlık hizmetleri alanında mükemmelliği hedefleyen bir grup olarak, akademik hekim kadromuz ve ileri teknoloji alt yapımız ile bütünsel ve kişiye özel tedavi anlayışıyla sağlık alanındaki tüm deneyimlerimizin yanında toplumun sağlık bilincinin yükselmesine de büyük önem veriyoruz. Bu nedenle yaygın hastalıkların toplum tarafından daha iyi bilinmesi için bu projeleri çok önemsiyoruz. Meme kanseri, sık görülmesiyle kadın sağlığı alanında ön plana çıkan bir hastalık. Biliyoruz ki, meme sağlığı odaklı çalışan deneyimli uzmanlar, güncel tanı ve tedavi yöntemlerinin kullanıldığı onkoloji merkezleri sayesinde meme kanseri başarıyla tedavi edilebiliyor. Biz de bu proje ile daha çok kadına ‘erken fark edersen çok şey fark eder’ diyerek sesleniyoruz” dedi.

    Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği Başkanı Seral Çelik

    “Elimizdeki güç; bilgi ve düzenli kontrol”

    Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği Başkanı Seral Çelik “Meme kanseri, her 8 kadından birinde görülecek kadar yaygın bir kanser. Dünyada da, ülkemizde de en sık görülen kanserlerin başında geliyor. Ama elimizde önemli bir güç var; bilgi ve düzenli kontrol. Meme kanseri konusundaki farkındalığın artması, daha çok kadının kendi bedenini her ay düzenli olarak kontrol etmesini sağlıyor. Ayrıca yılda bir kez uzmana başvurma ve tarama testlerini yaptırma oranı da artıyor. Erken teşhis ile tedavi başarısı çok yükseliyor. İstiyoruz ki, kadınlar, kendi sağlıklarına sahip çıksınlar ve harekete geçsinler. Pİ Kadın Kanserleri Derneği olarak Acıbadem ve Suwen gibi önemli paydaşlarla yürüttüğümüz bu proje ile toplumsal farkındalığı artırırken, meme kanseriyle mücadele eden ihtiyaç sahibi kadınların tedavi süreçlerine de destek oluyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Proje, “Erken Fark Edersen Çok Şey Fark Eder” mottosuyla kadınları düzenli meme muayenesi ve doktor kontrolü için teşvik ediyor. Suwen mağazalarında, sosyal medya hesaplarında ve dijital mecralarda yayımlanan kampanya, kadınları erken teşhis için harekete geçirmeyi ve bu farkındalığı toplumsal bir harekete dönüştürmeyi amaçlıyor.

  • Sanatseverlere müjde: Romantik İstanbul temalı sergi 4 Ekim’de açılıyor

    Sanatseverlere müjde: Romantik İstanbul temalı sergi 4 Ekim’de açılıyor

     

     

     

    Berna Gencebay’ın “ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞI” başlıklı kişisel sergisi 4 Ekim’te açılıyor. 60’lı yılların masumiyet ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturan sergi, sanatseverleri aşkın, duygunun ve estetiğin altın çağına yolculuğa davet ediyor.

    Screenshot

    İSTANBUL 1960’ların romantik atmosferi İstanbul’un silüetleriyle yeniden hayat buluyor. İnsan kaynakları yöneticiliğinden sanata uzanan hikayesiyle dikkat çeken Berna Gencebay’ın “ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞI | THE GOLDEN AGE OF ROMANTICISM” başlıklı kişisel sergisi, 4 Ekim’de açılacak. Mitoloji, denizcilik ve nostaljinin modern resim teknikleriyle harmanlandığı ve yaklaşık 50 eserin yer alacağı sergi, 10 Ekim tarihine kadar İstanbul, Kadıköy’deki Luna Art Gallery’de izlenebilecek.

     

    Çağdaş Türk sanatında nostaljik temaların yeniden yükselişini vurguladığı sergisi hakkında konuşan Berna Gencebay, “Bu sergi yalnızca bir dönem hatırlatması değil. Romantizmin hâlâ yaşadığını göstermeyi amaçlıyorum. Tuvalime yansıttığım her eser, geçmişin zarafetini bugünün ruhuyla birleştiriyor” dedi.

     

    1960’lı yılların masumiyetini ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturuyor

     

    Berna Gencebay’ın “ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞI | THE GOLDEN AGE OF ROMANTICISM” isimli sergisi; yağlı boya, akrilik, rölyef ve farklı dokuların kullanıldığı özgün eserlerden oluşuyor. Yeşilçam’ın unutulmaz yıldızlarına ve İstanbul’un zamansız güzelliğine sanat aracılığıyla saygı duruşunda bulunuyor. 1960’lı yılların masumiyet ve zarafetini günümüz estetiğiyle buluşturuyor. Sanatseverleri aşkın, duygunun ve estetiğin altın çağına yolculuğa davet ediyor.