Blog

  • Palladium Ataşehir’den Şehir Stresine Çözüm: AVM’de Wellness Dönemi

    Palladium Ataşehir’den Şehir Stresine Çözüm: AVM’de Wellness Dönemi

    Günde ortalama 64 dakikanın trafikte geçtiği İstanbul’da, Palladium Ataşehir Alışveriş Merkezi’nin düzenlediği ‘Wellness Fest’ ile alışveriş merkezlerini sadece tüketim noktası olmaktan çıkarıp, şehir içi “mikro mola” alanlarına dönüştüren yeni bir trende öncülük etti.

     

    İSTANBUL – New York ve Tokyo gibi küresel metropollerle birlikte “yüksek stres” kategorisinde yer alan İstanbul’da, kent sakinlerinin artan baskıyla başa çıkabilmesi için Avrupa örnekli “kentsel wellness” uygulamaları yaygınlaşmaya başladı.

    Uluslararası araştırmalara göre, mega kentlerde yaşayan bireylerin stres seviyesi kırsal bölgelere kıyasla yüzde 30 daha yüksek seyrediyor. Gürültü seviyesinin Dünya Sağlık Örgütü sınırlarını aştığı İstanbul, küresel stres endekslerinde üst sıralarda yer almaya devam ediyor.

    “Toplumsal İyileşme İçin Mikro Molalar Şart”

    Sosyologların “şehir içi kaçış alanlarına duyulan zorunlu ihtiyaç” olarak tanımladığı bu duruma yanıt olarak Ataşehir Palladium AVM, perakende alanlarını geçici süreliğine “Palladium Wellness Fest” kapsamında birer rehabilitasyon merkezine dönüştürdü.

    Organizasyonu üstlenen Nuit Ajans Başkanı Tuba Kılıç Almalı, projenin temelinde “toplumsal iyileşme” hedefinin yattığını belirtti. Şehir hayatının bireylere yüklediği ağır sorumluluklara dikkat çeken Almalı, projenin stratejisini şu sözlerle özetledi:

    “Şehir yaşamının dinamiği hepimizi yoruyor. Amacımız, bir alışveriş merkezinin hareketli ortamında bile ‘nezaket ve zarafet’ odaklı sakin bir alan yaratarak, ziyaretçilerin hayatı dengeleyebilecekleri mikro molalar sunmaktı. Ziyaretçilerimiz başlangıçta bir AVM içerisinde bu duyguyu yaşayabileceklerine şüpheyle yaklaşsa da, etkinlik sonunda oluşan dinginlik atmosferi projenin başarısını kanıtladı.”

    Beş Duyuya Hitap Eden “Arınma” Atölyeleri

    Palladium AVM’nin sunduğu etkinlik programı, tüketimden çok “üretim ve deneyim” odaklı yaklaşımıyla dikkat çekti. Ziyaretçilere alışveriş karmaşasının ortasında meditatif bir süreç sunmayı hedefleyen festivalde, beş farklı tematik atölye öne çıktı:

    • Duyusal Farkındalık: Katılımcılar, “Bitki Çayı Atölyesi”nde şifalı karışımları motivasyon kartları eşliğinde deneyimlerken, “Ortam Kokusu Atölyesi”nde kişisel enerjileriyle uyumlu özel kokular tasarlayarak duyusal bir yolculuğa çıktı.
    • Meditatif Üretim: Stresi azaltan el becerilerine odaklanan “Mum Yapımı” ve “Doğal Taş Bileklik” atölyelerinde, renkler ve objeler aracılığıyla ziyaretçilere bireysel bir huzur alanı ve yaratıcılık imkanı sunuldu.
    • Doğayla Temas: Metropolde toprağa dokunma ihtiyacına yönelik kurgulanan “Çiçek Ekim Atölyesi”nde ise katılımcılar, tohumları dilekleri eşliğinde toprakla buluşturarak sembolik bir büyüme yolculuğunu deneyimledi.

    Ziyaretçilerden Tam Not: “10 Dakikalık Nefes”

    Etkinlik, kent sakinleri tarafından da “gerekli bir ihtiyaç” olarak tanımlandı. Festival katılımcılarından Ayşegül Engin, modern hayatın koşturmacası içinde 10 ila 30 dakikalık kısa molaların dahi kritik önem taşıdığına dikkat çekerek, “Bir AVM ortamında, stresli rutinin dışına çıkıp kendimize vakit ayırabilmek zihinsel bir rahatlama sağladı. Bu tip alanların artmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

    Uzmanlar, merkezi lokasyonlarda sunulan bu tip interaktif ve doğa odaklı etkinliklerin, şehir yaşamının neden olduğu motivasyon kaybına karşı etkili bir “içsel duraklama” sağladığını vurguluyor.

     

  • Erkunt Traktör’den Çiftçiye Destek: EURO5 eCapra Motora 5 Yıl Garanti

    Erkunt Traktör’den Çiftçiye Destek: EURO5 eCapra Motora 5 Yıl Garanti

    Türk çiftçisinin yanında olmayı temel görev edinen Erkunt Traktör, yerli üretim eCapra Euro5 motorlarının garanti süresini 5 yıla çıkardığını açıkladı.

    Daha önce ürettiği traktörlerin genel garanti süresini 3 yıla çıkartarak sektörde bir ilke imza atan Erkunt Traktör, şimdi de traktörlerinin 3 yıl garantisinden bağımsız olarak, motor garantisini 5 yıla çıkartarak bir ilke daha imza atıyor.

    Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan, bu adımla hem yerli üretimdeki kaliteye duyulan güveni hem de çiftçiye verilen güçlü desteği ortaya koyduklarını söyledi.

    Saylan, “Yerli olarak tasarlanan ve üretilen EURO 5 eCapra motorlar, Türkiye’nin farklı tarımsal koşullarına uygun, verimli, yüksek performanslı, dayanıklı ve güvenilir bir güç kaynağı. Çiftçilerimizin her sezonu kritik, her saati bizim için çok değerli. Bu güvenin arkasında durarak motor garanti süremizi 5 yıla çıkarıyoruz. Traktörlerimizdeki 3 yıllık garanti ise çiftçilerimiz için öngörülebilir maliyet ve uzun vadeli güvence sağlıyor” diye konuştu.

     

    ÇİFTÇİNİN EMEĞİNE DEĞER KATIYORUZ…

    eCapra Euro5 motorlarının garanti süresini 5 yıla çıkararak Türk çiftçisinin emeğine değer katmak istediklerini kaydeden CEO Tolga Saylan sözlerine şöyle devam etti: “Yapılan bu çalışma, bizim için yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda ülkemizin geleceğine yatırım yapmak anlamına geliyor. Artan girdi maliyetleri, zorlu iklim koşulları ve yüksek verim beklentisi içinde üretim yapan çiftçilerimizin yanında durmak bizim en temel görevimiz. Biz, çiftçiye sadece bir iş makinesi üretmiyoruz; aynı zamanda onlara yol gösteren, güven veren ve her adımda destek olan bir çözüm ortağı olmaya çalışıyoruz. Yerli üretim kapasitemizle tarlanın gerçeklerine uygun, dayanıklı ve ekonomik çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Bugün, 12 Eylül’de, Erkunt Traktör Ailesi olarak 22’nci yılımıza girmenin gururunu yaşıyoruz. Bu anlamlı günde çiftçimize sunduğumuz 5 yıllık motor garanti uygulaması, yalnızca bir satış sonrası taahhütü değildir; çiftçimizin alın terine duyduğumuz saygının ve onlara verdiğimiz değerin en somut göstergesidir”

    ÇİFTÇİLERİN İHTİYAÇLARINA YANIT VERİYORUZ

    Saylan, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Euro 5 emisyon standartlarına uygun olarak geliştirilen eCapra motorları, Erkunt’un Ar-Ge ve üretim gücünü yansıtan yeni nesil çözümler arasında öne çıkıyor. Sahadaki performansı ve dayanıklılığı, çiftçilerin ihtiyaçlarına doğrudan yanıt veriyor. Çiftçinin Gücü Erkunt vizyonuyla hareket eden şirket, satış sonrası hizmetleri ve yenilikçi üretim anlayışıyla çiftçilere yalnızca makine değil, aynı zamanda yol gösterici bir güvence sunmayı sürdürüyoruz”

     

  • Paribu ana sponsorluğunda Dijital Liderlik Akademisi 2026 başlıyor

    Paribu ana sponsorluğunda Dijital Liderlik Akademisi 2026 başlıyor

     

    Blokzincir tabanlı yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiren ve Türkiye kripto varlık ekosisteminin gelişimine öncülük eden Paribu, teknoloji odaklı liderlik programı Dijital Liderlik Akademisinin ana sponsoru oldu. Galatasaray Üniversitesi Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi ve Boğaziçi Üniversitesi İnovasyon Merkezi iş birliğiyle yürütülen proje, bu dönem AI-First Company Çağında Dijital Liderlik” temasıyla gerçekleşiyor.

    Yapay zekâyı yalnızca teknolojik bir araç değil, insan merkezli dönüşümün ana unsuru olarak ele alan Dijital Liderlik Akademisi; öğrenciler, iş dünyası profesyonelleri ve girişimciler için ücretsiz bir eğitim programı sunuyor.

    Veriden anlam üreten liderler” yetişiyor

    2023’te bir sosyal sorumluluk projesi olarak kurulan Dijital Liderlik Akademisi, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine nitelikli liderler kazandırma hedefiyle yoluna devam ediyor. Akademi bu yıl, “veriyle düşünen, algoritmalarla yön bulan ama anlamla yöneten” bir liderlik vizyonunu merkeze alıyor.

    Eğitimler bu dönem, Noform Academy YouTube kanalında canlı olarak yayınlanacak. Programa en az %70 oranında katılım sağlayan ve başarı testlerinde en az %70 başarı gösteren katılımcılar, sertifika almaya hak kazanacak.

    Paribudan konuk eğitmenler

    Teknolojiyle anlam arasındaki bağı güçlendirmeyi ve geleceğin dijital liderlerine ilham vermeyi hedefleyen programda, bu yıl Paribu’dan alanında uzman isimler de yer alacak.

    Ücretsiz olarak izlenebilecek eğitimlerin ardından katılımcılara bir törenle sertifikaları verilecek. Katılım için son başvuru tarihi ise 2 Aralık 2025.

  • 1Ci, finansal danışmanlık şirketlerinin gelir kazanmasını sağlayan 1C:Perform Cloud’u tanıttı

    1Ci, finansal danışmanlık şirketlerinin gelir kazanmasını sağlayan 1C:Perform Cloud’u tanıttı

     

     

     

    Global yazılım geliştirici, Türkiyedeki finansal danışmanların uzmanlıklarını gelire dönüştürmesini sağlayan yerel mevzuat uyumlu, bulut tabanlı platformunu duyurdu. Tüm bilgi birikiminin güvenli online servislere aktarılmasına olanak tanıyan platform, kullanıcıların fikri mülkiyetlerini korurken, yeni ve düzenli gelir akışı elde etmelerini sağlıyor.

    İSTANBUL Finansal danışmanlıkla yönetilen varlıkların 2025 sonunda 153 trilyon doları aşması ve 2030 yılına kadar pazar hacminin 172,30 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Büyüyen pazarda, kurumsal performans yönetimi (CPM) ve iş yönetimi çözümleri sağlayıcısı 1Ci, finansal danışmanların uzmanlıklarını gelire dönüştürmesine olanak tanıyan 1C:Perform Cloud’u Türkiye’de kullanıma sundu. Yerel mevzuatla uyumlu, bulut tabanlı platform, danışmanların Excel ve diğer tablolar üzerinde geliştirdikleri modellere ait bilgi birikimini, güvenli online servislere aktarmasını sağlıyor. Böylece fikri mülkiyetlerini korurken, yeni ve düzenli gelir akışı elde etmelerinin önünü açıyor.

    1Ci Türkiye Genel Müdürü Darya Yeşilay, konuya dair şu açıklamada bulundu:  “Kurumsal finans yönetimi için bulut tabanlı modelle sunduğumuz 1C:Perform Cloud, Türkiye’deki finansal danışmanlık şirketleri için birçok fırsat sunuyor. Danışmanlar, artık kendi benzersiz uzmanlıklarını ölçeklenebilir ve korunan dijital hizmetlere dönüştürebiliyor. Böylece tek seferlik projeleri sürdürülebilir gelire çevirirken, müşterilerine değer sunabiliyor.”

    Danışmanlar yetkisiz kullanımı engelleyerek verilerini koruyabilir

    Bu gelişmeyle, Türkiye’deki finansal danışmanların, artık geleneksel mali tablo yazılımlarının taşıdığı riskleri ortadan kaldıran güvenilir bir çözüme sahip olduğuna dikkat çeken Gürkan Tatar, 1Ci Türkiye Satış Öncesi/Sonrası Müdürü,  platformlarının faydalarını şöyle paylaştı:

    “Platformumuzu kullanan danışmanlar, bütçelemeden nakit akış tahminine kadar hedef odaklı finansal modelleri 1C:Perform CPM altyapısını kullanarak otomatikleştirebilir ve ölçeklendirebilir. Yetkisiz kullanımı engelleyerek bilgi birikimini koruyabilir. Uzmanlıklarını kontrollü erişim, abonelik modeli ve çok senaryolu sunumlarla gelire dönüştürebilir. Hizmetlerini, kurumsal düzeyde ve modern bir bulut platformu üzerinden sunarak danışmanlık piyasasında rekabet güçlerini artırabilir. Tüm işlemlerin Türkiye sınırları içindeki sertifikalı veri merkezlerinde gerçekleşmesi sayesinde, Türk veri koruma mevzuatına tamamen uyum sağlayabilir.”

    Her seferinde veri doğruluğunu garantiliyor

     

    “1C:Perform Cloud’un merkezinde, 1C Company tarafından 10 yılı aşkın süredir geliştirilen ve dünya genelinde binlerce holding tarafından finansal konsolidasyon, bütçeleme ve analiz süreçlerinde kullanılan, kendini kanıtlamış CPM altyapısı bulunuyor. Bu sağlam temel, artık Türkiye’deki bağımsız danışmanlara da yönlendirmeli veri giriş adımları, zorunlu alan doğrulamaları ve adım adım model tamamlama süreçleri gibi işletme sınıfı araçlar sunuyor. Excel’de mümkün olmayan bu özellikler, veri doğruluğunu artırıyor, hataları önlüyor ve her seferinde profesyonel sonuçlar garantiliyor” diyen 1Ci Türkiye Genel Müdürü Darya Yeşilay, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:

     

    “Türkiye’deki sertifikalı veri merkezlerinde çalışan platformumuz, güvenli gelir modeli yaratıyor. Danışmanlar, modellerini buluta taşıyarak abonelikle erişim sunabiliyor, tüm model mantığını ve formüllerini güvenli şekilde koruyabiliyor. Ayrıca platform, süreç kurulumu ve eğitim konularında da danışmanları destekliyor. Böylece kullanıcılar, sunucu veya bakım ihtiyacı olmadan hızla yayına geçiyor. Kişiselleştirilmiş erişim kontrolü sayesinde, müşterileri veri girdiğinde sonuçları görüyor; bankalar raporlarını inceleyebiliyor. Sınırsız model karmaşıklığıyla ise Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) raporlaması, sürekli güncellenen tahmin, senaryo analizleri ve rehberli veri girişi desteği sağlanıyor. Markalı portallar üzerinden aynı anda çok sayıda müşteriye hizmet verilebiliyor. Türkiye’deki önde gelen danışmanlar tarafından halihazırda uygulanmış, gerçek senaryolarla kanıtlanmış finansal modellerle birlikte sunulan platformumuz, kişiye özel projeler için de referans niteliği taşıyor.”

  • AXA Sigorta’dan yapay zeka temelli klinik karar destek sistemi

    AXA Sigorta’dan yapay zeka temelli klinik karar destek sistemi

     

     

    AXA Sigorta, provizyon değerlendirme süreçlerinin karar kalitesini ve hızını artırmak amacıyla yapay zeka alanında çözümler sunan Opinion AI ile iş birliğine imza attı. Bu kapsamda, Opinion AI tarafından geliştirilen yapay zeka tabanlı bilimsel temelli klinik karar destek sistemi, AXA Sigorta’nın provizyon süreçlerine entegre edilecek.

    İki şirket arasında gerçekleştirilecek olan sistem entegrasyonu sayesinde uzman ekiplerin son kararları ve provizyon talepleri, dünya çapında saygın tıbbi kaynaklar ile güncel klinik rehberlerden beslenen bir sistem üzerinden değerlendiriliyor; böylece sigortalılara daha hızlı ve şeffaf bir hizmet sunulması hedefleniyor.

    Güncel bilimsel gelişmelerin takibi ve akıllı karar desteği

    Şirket tarafından yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:

    “Opinion AI tarafından geliştirilen sistem, tanı ve talep edilen işlemlerin en güncel tıbbi rehberler ile uyumluluğunu kontrol ediyor, işlemin tıbbi gerekliliğini analiz ediyor ve nadir hastalıklar için uzmanlık düzeyinde literatür bilgisi sunuyor.

    “Yapay zeka, her talep için akıllı öneriler üretirken, bunları bilimsel literatürden alıntılar ve referanslarla şeffaf bir şekilde destekliyor. Tıbbi literatürdeki son gelişmeleri sürekli takip ederek bilgi tabanını otomatik olarak güncelliyor, bu sayede her zaman en güncel rehberlere göre değerlendirme yapılmasını sağlıyor.”

    Karar kalitesini yeni bir seviyeye taşıyoruz

    İş birliği hakkında değerlendirmede bulunan Opinion AI Kurucu Ortağı Elif Elkin, şunları söyledi:

    “AXA Sigorta ile gerçekleştirdiğimiz bu stratejik birliği, sigorta ve sağlık sektörünün kesişiminde bir dönüm noktasını temsil ediyor. Geliştirdiğimiz yapay zeka tabanlı klinik karar destek sistemi ile provizyon süreçlerindeki karar kalitesini ve hızını yeni bir seviyeye taşıyoruz. Her provizyon kararı, dünya çapında kabul görmüş bilimsel kaynaklarla destekleniyor ve şeffaf bir gerekçeyle sunuluyor.

    Dijital İkiz teknolojimiz, bu iş birliğinin en önemli katma değerlerinden biridir. Bu teknoloji, sadece bir provizyon talebini değil, bütüncül hasta verisini ve hekimin karar modelini bir araya getirerek, bağlama duyarlı en doğru kararın verilmesini sağlıyor. Bu sayede hem operasyonel verimlilik artıyor hem de sigortalılar için tıbbi olarak en uygun yaklaşımın belirlenmesi güvence altına alınıyor. Rutin değerlendirmeleri otomatikleştirerek, değerli uzman insan kaynağının daha karmaşık vakalara odaklanmasına imkan tanıyoruz.”

    İnsanı merkeze alan sağlık sigortacılığına teknoloji dokunuşu

    AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, iş birliğine ilişkin şunları ifade etti:

    “Opinion AI ile yaptığımız iş birliğiyle, sağlıkta insanı merkeze alan yaklaşımımızı bilimsel doğruluk ve teknolojiyle güçlendiren önemli bir adım attık. Provizyon süreçlerinde ihtiyaç duyulan tıbbi değerlendirmeyi, yapay zeka destekli ve literatüre dayalı bir sistemle güçlendirmek; karar kalitesini artırırken, sigortalılarımıza daha hızlı ve şeffaf bir hizmet sunmamızı sağlıyor. Bu sistem, uzman ekiplerimizin karar süreçlerine bilimsel perspektif ekleyen akıllı bir klinik danışman niteliği taşıyor. Son kararın her zaman AXA Sigorta sağlık uzmanlarımızda olduğu bu model hem operasyonel verimliliğimizi artıracak hem de sağlık alanındaki empati güvencesi yaklaşımımızı daha güçlü şekilde hayata geçirmemize katkı sağlayacak. Böylece, mutlu müşteriyle büyüme yolculuğumuzu destekleyen yapay zeka iş değerini bu tüm süreçlerimize entegre ederek daha etkin, güvenilir ve sürdürülebilir bir hizmet deneyimi sunacağız.”

  •  PI AgSciences, Plant Health Care (PHC) ile Entegre Oluyor

     PI AgSciences, Plant Health Care (PHC) ile Entegre Oluyor

    Ağustos 2024’te PI Industries Ltd. (PI), ABD, Brezilya, Meksika ve diğer pazarlardaki iştirakleri de dahil olmak üzere Plant Health Care Plc (PHC) şirketini satın aldı. Bugün PI, Plant Health Care’in artık PI AgSciences olduğunu, PI’nin küresel tarım iş kolu olduğunu duyurdu. Bu geçiş, PI’nin biyolojik ürünler ve sürdürülebilir mahsul çözümleri alanındaki küresel varlığını güçlendiriyor.

    PI, keşiften pazarlara kadar tarımsal değer zincirinde inovasyonla hareket eden, 80 yılı aşkın bir geçmişe sahip, hızlı büyüyen, yaklaşık 1 milyar ABD doları cirolu küresel bir yaşam bilimleri şirketidir. Şirket, bitki koruma, biyolojik ürünler, özel sentez ve üretim alanlarında faaliyet göstermektedir. Markalı ürünler sunmanın yanı sıra, Ar-Ge, uygulama mükemmelliği ve derin tarım uzmanlığını entegre ederek, ortaklık modeli ile dünya çapında müşterilere hizmet vermektedir. 40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren PI, 4.000’den fazla çalışana, dünya çapında 4 lokasyonda 700’den fazla bilim insanından oluşan birinci sınıf bir Ar-Ge ekosistemine ve 7 üretim tesisine sahiptir. Şirket, küresel AgChem özel sentez ve üretim alanında ilk beş şirket arasında yer almaktadır ve 25 yılı aşkın deneyimi ile biyolojik ürünler alanında lider bir oyuncudur. İki yıl üst üste S&P Global Sustainability Yearbook 2025’te yer almıştır. PHC’nin biyolojik ürünler teknoloji platformunun eklenmesiyle PI AgSciences, biyolojik ürünler portföyünü güçlendiriyor ve inovasyon sürecini hızlandırıyor.

    PI AgSciences, bölgenin dünya çapında tarım inovasyon ekosisteminden, güçlü bilimsel topluluğundan ve ABD tarımının kalbine yakınlığından yararlanarak, Missouri eyaletinin St. Louis şehrinde küresel ofisini kurmuştur. PI AgSciences, Brezilya, Meksika, Birleşik Krallık ve İspanya’da bölgesel faaliyetlerini sürdürmekte olup, biyolojik ürünler Ar-Ge merkezi Seattle, Washington’da bulunmaktadır.

    “Biyolojik teknoloji platformumuza önemli yatırımlar yaptık ve pazarda güçlü bir ilgi görmeye devam ediyoruz. Bu çözümler, PI’nın farklılaştırılmış portföyünü tamamlayarak, daha sağlıklı bir gezegen yaratma amacımız doğrultusunda dünya çapındaki çiftçilere kapsamlı mahsul çözümleri sunuyor.” dedi, Mayank Singhal, PI Industries Ltd. Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü.

    “Büyük ölçekte rekabet edebilecek ticari erişime ve bilimsel derinliğe sahip küresel bir tarım işletmesi inşa ediyoruz. Yetiştiriciler için gerçek değer yaratan yenilikçi çözümler sunuyoruz,” dedi, Jagresh Rana, PI AgSciences CEO’su.

    PI AgSciences Hakkında

    PI AgSciences, PI Industries’in küresel tarım iş koludur ve dünya çapındaki yetiştiriciler için biyolojikler, bitki koruma, özel sentez ve üretim, formülasyonlar ve markalı ürünler genelinde entegre çözümler sunmaktadır.

  • İş yaşamında genç kuşakların etkisi artıyor: Yönetici rollerinde yeni dönem başlıyor

    İş yaşamında genç kuşakların etkisi artıyor: Yönetici rollerinde yeni dönem başlıyor

     

    2026ya sayılı günler kala, 5 kuşağın ilk defa bir arada olduğu iş dünyasına dair projeksiyonlar netleşiyor. 2034e kadar işgücünün %80ini oluşturması beklenen Y, Z ve Alfa kuşağının iş dünyasından beklentileri, liderlik tanımını kökten değiştiriyor.

    İSTANBUL 2026’ya doğru ilerlerken, iş dünyasına dair yeni projeksiyonlar da netleşmeye başladı. Halihazırda 5 kuşağın bir arada olduğu bir çalışma ortamı bulunurken, 2034 yılına kadar çalışanların %80’ini Y, Z ve Alfa kuşağının ilk temsilcilerinin oluşturacağı öngörülüyor. Bu durumun ise yönetim ve üretim dinamiklerinde küresel bir eksen kayması yaratması bekleniyor. Bu süreçte liderlerin genç yetenekleri elde tutmak ve deneyimli profesyoneller yetiştirmek arasında güçlü bir denge kurması gerektiği kaydediliyor.

    Türk iş dünyasında da benzer bir dönüşümün yaşandığına dikkat çeken BMI Business School Yönetici Ortağı ve Galatasaray Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Emirhan Altunkaya, şunları söyledi: “Çalışma hayatının bugünkü dinamik tablosunda benzersiz bir yapı ortaya çıkıyor. Bu çerçevede, Baby Boomer Kuşağı yönetim kurullarında ve üst düzey stratejik danışmanlık görevleriyle engin bilgi birikimini sürdürürken; X Kuşağı şirketlerin orta ve üst yönetim kademelerinde istikrarını koruyor. Y Kuşağı, ilk-orta kademe liderlikte ve kritik yönetim rollerinde belirleyici bir konuma sahipken, Z Kuşağı ilk uzmanlık yıllarını doldurarak genç yöneticiliğe doğru hızla ilerliyor. Bu piramidin en altındaki Alfa Kuşağı ise üniversite eğitiminin bir adım gerisinde yer alıyor. Bu çok kuşaklı yapı, kurumlar için muazzam bir bilgi akışı ve sinerji potansiyeli yaratıyor.”

    Genç kuşakların beklentileri yeni norm halini alıyor”

    “Genç kuşakların iş hayatındaki yükselişi, yöneticilik kavramını da yeniden tanımlıyor. İnsan odaklı iletişim, dijital okuryazarlık ve güçlü bir kurum kültürü liderliği, artık şirketlerin sürdürülebilir başarısının temel belirleyicileri oldu. İş dünyasının geleceğini, bu yetkinlikleri geliştiren liderler şekillendirecek” diyen Dr. Emirhan Altunkaya, değerlendirmelerine şunları ekledi:

    “2026 ve sonrası şirketler için sadece teknik becerilerin değil, insanı merkeze alan liderlik davranışlarının da stratejik öncelik haline geldiği bir dönem olacak. Kuşakların bir arada çalışması, şirketlerin hem yöneticilerden beklentilerini hem de işveren markası stratejilerini yeniden şekillendirmelerine yol açıyor. Çünkü genç kuşakların beklentileri yeni norm halini alıyor. Başta Z Kuşağı olmak üzere genç çalışanların talepleri, artık şirketler için seçenek değil, zorunluluk.”

    “İş değiştirme kararının yaklaşık %70’i, yöneticilerin yaklaşımıyla belirleniyor”

    Genç çalışanların iş değiştirme kararının yaklaşık %70’inin yöneticilerinin yaklaşımına göre belirlendiğine dikkat çeken BMI Business School Yönetici Ortağı Dr. Emirhan Altunkaya, “Genç çalışanlar, iş dünyasıyla yeni bir sosyal sözleşme imzalamak istiyor. Artık hibrit ve esnek çalışma modellerini temel bir beklenti olarak gören bu kuşak, aynı zamanda teknolojiyle uyumlu iş modellerini ve güçlü yönetici-çalışan ilişkisini önceliklendiriyor. Onlar için iş, sadece bir gelir kapısı değil; anlamlı işler ve etki yaratma fırsatları aracılığıyla kendini gerçekleştirebildiği bir platform. Bu nedenle şeffaf ve açık iletişimin yanı sıra, hızlı ve sürekli geribildirimi zorunlu kılıyorlar. Şirketlerin bu yetenekleri elde tutması, sadece öğrenme ve gelişim olanakları sunmakla değil, bu beklentileri destekleyen sağlıklı bir kurum kültürü inşa etmekle mümkün” dedi.

    “En büyük yetkinlik açığı insan yönetimi, iletişim ve kültür liderliği üçgeninde olacak”

    Liderlerin yeni dönemde benimsemesi gereken yaklaşımları sıralayan Dr. Emirhan Altunkaya, “Bu yeni dönemde yöneticilerden, güven veren ve gelişimi destekleyen koçvari bir iletişim tarzı benimsemeleri; veri temelli düşünebilen, yapay zeka araçlarını karar süreçlerine entegre edebilen dijital bir zihin yapısına sahip olmaları bekleniyor. Ayrıca değerleri davranışa dönüştürerek ekip bağlılığını güçlendiren kültür ve çalışan deneyimi liderliği sergilemeleri talep ediliyor.

    2026–2028 döneminde en büyük yetkinlik açığı tam da bu noktada, yani insan yönetimi, iletişim ve kültür liderliği üçgeninde ortaya çıkacak. Türkiye’nin lider iş okullarından BMI Business School İstanbul olarak biz de, son yıllarda çok sayıda kuruma liderlik gelişimi, yönetici akademileri ve organizasyonel gelişim programları sunuyoruz. Böylece şirketlerin bu dönüşüme uyum sağlamasına destek oluyoruz.”

  • Çitlekçi, İstanbul’daki İlk Şubesini Açtı

    Çitlekçi, İstanbul’daki İlk Şubesini Açtı

    Tunçlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Çitlekçi, İstanbul’daki ilk mağazasını Ataşehir’de açtığını duyurdu. Marka, geleneksel lezzetleri modern mağazacılık anlayışıyla buluşturduğu şubesinin 1.500 metrekarelik alanda hizmet verdiğini bildirdi. Otoparkı da bulunan şube, kuruyemişten atıştırmalığa yüzlerce ürünü tek çatı altında sunuyor.

    Tunçlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tunç, Çitlekçi’nin yeni mağazası hakkında şu açıklamada bulundu:

    “Çitlekçi olarak ‘Türkiye’nin kuruyemiş markası’ sloganıyla ilk günden itibaren modern mağazacılık konsepti, geniş otopark alanları ve yüzlerce ürün çeşidi ile bütüncül bir müşteri deneyimine odaklandık. Türkiye’nin farklı şehirlerinde başarıyla uyguladığımız bu modeli, şimdi İstanbul Ataşehir’e taşımaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu şube, metropolde bu ölçekte ve donanımda açılan ilk kuruyemiş mağazası olma özelliğini taşıyor. 1.500 metrekarelik mağaza alanı ve geniş otoparkıyla İstanbul’daki ilk şubemiz, konforlu alışveriş olanağı ve zengin ürün yelpazesiyle şehrin yoğun temposuna yeni bir soluk getirecek. Bu yatırım, Tunçlar Holding’in vizyonunun güçlü bir yansıması.”

    Türkiye’nin Kuruyemiş Markası Sloganıyla Büyümeye Devam Ediyoruz

    Enerji, inşaat ve turizm gibi farklı sektörlerde de yatırımları bulunan Tunç, “Çitlekçi markamızın başarısının temelinde, kalite ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak hem mağazalarımızda hem de e-ticaret platformlarımızda yenilikçi bir alışveriş deneyimi sunmamız yatıyor. Kendi kaynaklarımızla açtığımız mağazalarda taze ve yüksek kaliteli ürünler sunuyoruz” dedi.

    Gıda alanındaki yatırımlarını artırdıklarını belirten Tunç, sözlerini şöyle tamamladı:

    “5 yılda 50 milyon dolarlık mağaza yatırımıyla 100 şubeye ulaşmayı planlıyoruz. 2025’te 7,2 milyar TL ciro ve yüzde 20 istihdam artışı hedefliyoruz.”

     

  • idenfit, yapay zeka destekli işe alım modülü Hiringoz’u tanıttı

    idenfit, yapay zeka destekli işe alım modülü Hiringoz’u tanıttı

    İnsan kaynakları ve işgücü yönetimi yazılımı idenfit, yapay zeka destekli yeni işe alım modülünü tanıttı. Operasyonel yükün %74’ünü üstlenen Hiringoz, doğru insanı, doğru role akıllı bir şekilde yerleştirerek işe alım sürecini kurum kültürüyle entegre ediyor. Kaynak bulma, değerlendirme ve mülakat aşamaları da yapay zeka ile otomatikleştiriliyor.

     

    İSTANBUL İnsan kaynakları yönetimi yazılımı sağlayıcısı idenfit, yapay zeka destekli yeni işe alım modülü Hiringoz’u duyurdu. Geçtiğimiz aylarda ConectoHub satın almasıyla platformuna eklediği performans yönetimi modülünün ardından, Hiringoz’un entegrasyonuyla birlikte, işe alımdan bordroya, performans yönetiminden izin takibine kadar tüm İK süreçlerini tek bir bulut tabanlı platformda uçtan uca yönetme yeteneğine ulaştı.

    Hiringoz, kullanıcılarla buluşmaya hazır

    idenfit Kurucusu ve CEO’su Nazım Onur Bayındır, şu açıklamayı yaptı: “Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz ConectoHub satın almasıyla, performans yönetimi modülümüz daha kapsamlı hale geldi. Şimdi ise Hiringoz ile işe alımı da süreçlerimize entegre ederek uçtan uca bir İK deneyimi sunuyoruz. Hiringoz, insan odaklı hizmetler vizyonumuzun en güçlü tamamlayıcılarından biri olarak Türkiye’de ve dünyada kullanıcılarla buluşmaya hazır.”

    Hiringoz operasyonel yükün %74’ünü üstleniyor

    Operasyonel yükün %74’ünü üstlenerek süreçleri otomatikleştiren Hiringoz’un fonksiyonları hakkında bilgiler veren Nazım Onur Bayındır, “Hiringoz, doğru insanı, doğru role akıllı bir şekilde yerleştirerek işe alım sürecini kurum kültürüyle entegre ediyor. İK süreçlerini uyumlu, veri destekli ve şeffaf bir deneyime dönüştürüyor. Hiringoz, işe alımda hız, doğruluk, sürdürülebilir verimlilik sağlıyor ve stratejik öngörüler sunuyor” diyerek değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:

    “Hiringoz’daki yapay zeka destekli değerlendirmeler, akıllı mülakat planlaması ve aday analizleri sayesinde operasyonel yük azalıyor. Kaynak bulma, değerlendirme ve mülakat aşamaları da yapay zeka ile otomatikleştiriliyor. Hiringoz, zaman kazandırarak maliyetleri düşürüyor, insan hatasını en aza indiriyor. Bu sayede şirketler, stratejik karar alma ve aday deneyimi süreçlerine odaklanabiliyor. idenfit olarak yalnızca bir İK yazılımı değil; insan odaklı hizmetler platformuyuz. Self servis İK çözümleriyle çalışanlara kontrol ve özgürlük, yöneticilere ise verimlilik kazandırıyoruz. Böylece kurumların işe alımdan performans yönetimine uzanan dijital dönüşüm yolculuğunu güçlendiriyor ve her adımda insan deneyimini merkeze alıyoruz.”

  • 40 milyon öğrencinin gücü: 51Talk ile Türkiye’nin sesi COP30’da!

    40 milyon öğrencinin gücü: 51Talk ile Türkiye’nin sesi COP30’da!

     

    12 yaşındaki Türk öğrenci Osman Batu Sivaslıgil, 51Talk tarafından yürütülen özel seçim programı ile COP30 İklim Zirvesi’nde dünya liderlerine, diplomatlara ve uluslararası sivil toplum temsilcilerine İngilizce hitap ederek Türkiye’yi temsil etti.

     

    İSTANBUL İklim kriziyle mücadelede en prestijli platformlardan biri olan Birleşmiş Milletler (BM) COP30 İklim Zirvesi, bu yıl Türkiye için tarihi bir ana sahne oldu. 10 – 21 Kasım tarihlerinde Brezilya’da gerçekleştirilen zirvede, 12 yaşındaki Türk öğrenci Osman Batu Sivaslıgil, 51Talk tarafından yürütülen özel seçim programıyla dünya liderlerine, diplomatlara ve uluslararası sivil toplum temsilcilerine İngilizce hitap ederek Türkiye’yi temsil etti. Osman Batu Sivaslıgil’in “Gelecek beklediğimiz bir şey değil, birlikte inşa ettiğimiz bir şeydir. Bugün bir seçim! Bugün bir ses! Yarın ortak bir gelecek” mesajı, uluslararası basının manşetlerine taşındı.

    “Öğrencimizle gurur duyuyoruz”

    İngilizce eğitimi alanında 14 yıldır 40 milyondan fazla öğrenciye ders veren küresel platform 51Talk’un Türkiye Marka Yöneticisi Yasin Sağlam, konuya dair şu açıklamayı yaptı: “14 yıldır dünyanın dört bir yanındaki çocuklara İngilizce becerisi kazandırıyor, özgüvenlerini geliştiriyor ve onları geleceğin global liderlerine dönüştürüyoruz. Öğrencimiz Osman Batu ile gurur duyuyoruz.”

    “Birçok çocuğun sesini dünyaya duyurmak için çalışmaya devam edeceğiz”

    12 yaşındaki Osman Batu’nun COP30’daki varlığının yalnızca bireysel bir başarı değil; Türkiye’nin genç neslinin küresel platformlarda yer alabileceğinin güçlü bir göstergesi olduğuna dikkat çeken 51Talk’un Türkiye Marka Yöneticisi Yasin Sağlam, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:

    “51Talk, dünya çapında milyonlarca öğrenciye İngilizce öğretirken aynı zamanda liderlik, özgüven, küresel vatandaşlık ve iletişim becerileri geliştirmeyi hedefliyor. Platformumuz çocukların yalnızca İngilizce öğretmeyi değil; fikirlerini savunmayı, sahnede durabilmeyi ve dünyaya mesaj verebilmeyi destekliyor. Bu yıl ilk kez Türkiye’den bir öğrencimizin bu programla Birleşmiş Milletler sahnesine çıkmasını sağladık. Salonda bulunan diplomatlar, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, eğitim liderleri ve medya temsilcileri, genç öğrencinin mesajını dikkatle dinledi. Türkiye’den daha birçok çocuğun sesini dünyaya duyurmak için çalışmaya devam edeceğiz.”