Kategori: Sağlık

  • İnsan Zihninin Gücü: Plasebo ve Nosebo Etkileri

    İnsan Zihninin Gücü: Plasebo ve Nosebo Etkileri

    Plasebo ve Nosebo Etkisinin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri

    İnsan zihni, hayal ettiğimizden çok daha etkili bir mekanizma. Pozitif düşüncelerle sağlığına kavuşan bir kişinin hikayesini duymak hepimizi umutlandırır. Ancak bu hikayenin tam tersi de mümkün: Negatif düşünceler, bedenimizi hasta edebilir. Nosebo etkisi tam da bunu anlatıyor. Zihnimiz olumlu düşüncelerle depresyondan çıkabiliyor ya da iyileşme sürecini hızlandırabiliyorsa, negatif düşüncelerin bizi ne kadar olumsuz etkileyebileceğini de hayal edebiliriz.

    Plasebo ve Pozitif Düşünce Gücü

    Plasebo etkisi, bir ilacın ya da tedavinin aslında hiçbir aktif madde içermemesine rağmen, kişinin iyileşme göstermesiyle sonuçlanıyor. İnsanın zihninde verdiği bir karara ve yargıya bir zaman sonra beyin ve beden uyum sağlama sürecine girmektedir. Plasebonun etkilerini en iyi anlamanın yolu, gerçek hayattan örneklere bakmaktadır.

    Nosebo ve Negatif Düşünce Gücü

    Nosebo etkisi, beynin fiziksel sağlığımız üzerindeki güçlü etkisini gözler önüne seriyor. Negatif beklentilerin fiziksel rahatsızlık yaratması olarak tanımlanabilir. Nosebo etkisi, bir durum ya da maddeyle ilgili negatif beklentilerin, kişinin zihninde fiziksel rahatsızlık yaratması olarak tanımlanabilir.

    Nosebo Etkisinin Günlük Hayata Yansımaları

    Negatif düşüncelerin, hastalıkların seyrini bile değiştirebildiğini örneklerle anlattık. Günlük yaşamda nosebo etkisini fark etmek mümkün. Ailemizin, arkadaşlarımızın ya da sosyal çevremizin negatif düşünceleri, bizi etkileyebilir. Nosebo etkisinin yalnızca sağlık alanında değil, günlük hayatta da karşımıza çıktığını vurgulanıyor.

    Nosebo Etkisine Karşı Tedavi Yöntemleri

    Nosebo etkisinin panzehiri pozitif düşünce gücü olabilir. Sağlıklı bir zihin için önerilen yöntemler arasında meditasyon, mindfulness ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak yer almaktadır. Motivasyonel yaklaşımlar, nosebo etkisinin önlenmesinde kritik bir öneme sahip olabilir.

    Sinemada Nosebo Etkisi: Nocebo

    İrlandalı yönetmen Lorcan Finnegan tarafından çekilen Nocebo, nosebo etkisinin insan bedeninde yaratabileceği sonuçlara dair önemli bir mesaj sunmaktadır. Film, zihinsel çöküntü ve bunun fiziksel sağlık üzerindeki etkilerini ele almaktadır. Nocebo, zihnin gücünü ve olumsuz etkilerini inceliyor. Başrol oyuncuları Eva Green ve Mark Strong’un performanslarıyla dikkat çeken film, nosebo etkisinin derin etkilerini gözler önüne sermektedir.

  • Sahte İçki Zehirlenmeleri ve Prof. Dr. Asım Kalkan’ın Uyarıları

    Sahte İçki Zehirlenmeleri ve Prof. Dr. Asım Kalkan’ın Uyarıları

    Metil Alkolün Tehlikeleri ve Sonuçları

    Son günlerde yaşanan sahte içki kaynaklı zehirlenmeler ve ölümler, şehir hastanelerinde alarm zillerini çaldırdı. Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Asım Kalkan, metil alkolün ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. İnsanların, ucuz olduğu için metil alkolü etil alkol zannederek içkilerinde kullanması, zehirlenmelere sebep oluyor.

    Metil Alkol ile Etil Alkol Arasındaki Tehlikeli Farklar

    Prof. Dr. Kalkan, metil alkolün etil alkolden rengi, kokusu ve tadıyla ayırt edilemediğini belirtirken, metil alkolün etki süresinin daha hızlı başladığına dikkat çekti. Özellikle yılbaşına yakın dönemlerde evde içki üretimini artan bir trend olduğunu vurgulayan Kalkan, metil alkolden kaynaklanan zehirlenmelerin ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.

    Erken Müdahale ve Tedavi Önemli

    Metil alkol zehirlenmesi durumunda erken müdahalenin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Kalkan, ilk belirtilerde hemen hastaneye başvurulması gerektiğini vurguladı. Metil alkol zehirlenmelerinde etil alkolün hastaya verilerek toksik etkilerin engellenebileceğini ve hastaların tedavi edilebileceğini söyledi.

    Uyarılar ve Önlemler

    Prof. Dr. Kalkan, metil alkol kullanımının ölümcül sonuçlar doğurabileceğini, hatta küçük dozlarda bile hayati tehlike oluşturabileceğini belirtti. Evde içki üretimi konusunda da uyarılarda bulunan Kalkan, bilinçsizce üretilen içkilerin sağlık açısından büyük risk taşıdığını ve önerilmediğini dile getirdi.

    Metil alkol zehirlenmesinin geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kalkan, vatandaşlara alkol tüketiminde dikkatli olmaları ve legal kaynaklardan alışveriş yapmaları konusunda uyarılarda bulundu.

  • Denizli’de Böbrek Nakli ile Yeniden Hayata Tutunan Genç Kız

    Denizli’de Böbrek Nakli ile Yeniden Hayata Tutunan Genç Kız

    Arslan, Kronik Böbrek Yetmezliği ile Mücadele Ediyor

    Denizli’de dünyaya gelen genç kız Arslan’a, bebeklik döneminde kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Uzun yıllar süren tedavi sürecinde 2,5 yıl boyunca “periton diyalizi” uygulandı. Bu süreçte rahatsızlıkları artan Arslan, okulundan ve arkadaşlarından uzak kalmak zorunda kaldı.

    Baba, Kızı İçin Kahraman Oldu

    Lise eğitimini uzaktan tamamlayan Arslan, daha sonra diyalize başladı. Nakil olması gereken Arslan için, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne başvuruldu. Kadavradan bağış çıkmayınca baba İbrahim Arslan, uygun donör olmak için adım attı. Babanın dokuları uyum sağladı ve nakil için gerekli işlemler başlatıldı.

    Virüs Engeli ve Çözüm Yolculuğu

    Ancak, nakil öncesi yapılan testte Arslan’ın Covid-19 pozitif olduğu tespit edildi. Virüsü yenmesi için hastanede kalan genç kız, nakil sürecini ertelemek zorunda kaldı. Üç yıl daha diyalize giren Arslan, Antalya’daki Yaşam Organ Nakli Merkezi’ne başvurdu.

    Yeni Bir Başlangıç ve Umut Dolu Gelecek

    Yaşam Organ Nakli Merkezi’nin başarılı çalışmaları sonucunda, Arslan’a babasının sağ böbreği başarılı bir şekilde nakledildi. Ameliyat sonrası sağlığına kavuşan Arslan, artık hayata daha umutla bakıyor. Arslan, gıda mühendisliği hayalini gerçekleştirmek için çalışacak ve üniversiteye hazırlanacak. İbrahim Arslan ise, kızına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek uzun süren sıkıntıların sona erdiğini dile getirdi. Nakli gerçekleştiren ekip, canlı vericileri uygun olduğunda nakilin başarılı bir şekilde gerçekleştiğini vurguladı.

  • Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Uluslararası Sağlık Misyonu

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin Uluslararası Sağlık Misyonu

    SBÜ, Tarihi Bir Mirası Yaşatıyor

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ), Sultan Abdülhamid Han’ın gönül coğrafyamıza hekim ve sağlık profesyoneli yetiştirme mirasını güçlü bir şekilde yaşatıyor. Üniversite Senatosu, bu vizyon doğrultusunda sınırların ötesinde önemli toplantılarını sürdürüyor.

    Uluslararası İş Birlikleri Güçleniyor

    Geçtiğimiz hafta Suriye’nin Çobanbey bölgesi ve Özbekistan’ın Buhara şehri, SBÜ senato toplantılarına ev sahipliği yaptı. Bu toplantılar, üniversitenin uluslararası sağlık eğitimi misyonunu ve kardeş coğrafyalarda kurduğu sağlam bağları bir kez daha gözler önüne serdi.

    Sağlık Köprüleri Kuruluyor

    SBÜ Rektörü Prof. Dr. Kemalettin Aydın, yaptığı açıklamada, “Üniversitemiz, Sultan Abdülhamid Han’ın mirasına sahip çıkarak, gönül coğrafyamıza sağlık profesyonelleri yetiştirme görevini gururla sürdürüyor. Buhara’dan Çobanbey’e, Somali’den Kudüs’e kadar geniş bir coğrafyada sağlık eğitimi ve hizmetiyle varız. Ayrıca, yeni gönül coğrafyalarında sağlık köprüleri kurmayı sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.

    SBÜ’nün Küresel Vizyonu

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi, yurt dışında kurduğu fakülte ve yüksekokullarla sağlık eğitimini sınırların ötesine taşıyor. Özbekistan Buhara’da İbni Sina Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Yüksekokulu, Orta Asya’da sağlık hizmetlerini güçlendirirken; savaşın zorlu koşullarına rağmen Suriye Çobanbey Tıp Fakültesi ile bölge halkına umut olan hekimler yetiştiriyor.

    Tarihi Miras ve Liderlik

    SBÜ, tarihi mirasını modern tıpla buluşturarak, gönül coğrafyamızda eğitim ve sağlık hizmetleriyle umut olmaya; bilim ve insanlık adına kalıcı izler bırakmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve destekleriyle, ülkemizin sağlık diplomasisinde öncü bir konumda bulunuyor.

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi, medeniyetin izlerini sürerek, bilim ve sağlıkla geleceği inşa etmeye devam ediyor.

  • Sağlık Bilimleri Üniversitesi: Gönül Coğrafyasına Sağlık Köprüleri Kuruyor

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi: Gönül Coğrafyasına Sağlık Köprüleri Kuruyor

    SBÜ, Sultan Abdülhamid Han’ın Mirasını Yaşıyor

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ), Sultan Abdülhamid Han’ın gönül coğrafyasına hekim ve sağlık profesyoneli yetiştirme mirasını güçlü bir şekilde yaşatıyor. Üniversite Senatosu, bu vizyon doğrultusunda sınırların ötesinde önemli toplantılarını sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta Suriye’nin Çobanbey bölgesi ve Özbekistan’ın Buhara şehri, SBÜ senato toplantılarına ev sahipliği yaptı.

    Uluslararası Sağlık Eğitimi ve Kardeşlik Bağları

    SBÜ Rektörü Prof. Dr. Kemalettin Aydın, yaptığı açıklamada, “Üniversitemiz, gönül coğrafyamıza sağlık profesyonelleri yetiştirme görevini gururla sürdürüyor. Suriye’de savaşın gölgesinde insanlığa umut olan Çobanbey Tıp Fakültemiz ve Orta Asya’nın kalbi Buhara’da kurduğumuz İbni Sina Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Yüksekokulu, geleceğe güçlü adımlar attığımızın bir göstergesidir” dedi. SBÜ’nün yurt dışında kurduğu fakülte ve yüksekokullarla sağlık eğitimini sınırların ötesine taşıdığı vurgulandı.

    Sağlık Diplomasisinde Liderlik

    SBÜ, Suriye Çobanbey Tıp Fakültesi ile bölge halkına umut olan hekimler yetiştirirken; Somali, Sudan, Kudüs, Kıbrıs, Bangsamoro ve Bosna Hersek gibi birçok coğrafyada sağlık eğitimi ve hizmeti sunuyor. Üniversitenin çalışmaları, Türkiye’nin sağlık diplomasisinde liderliğini perçinlerken, insanlığa hizmetin sınırlar tanımadığını kanıtlıyor.

    Geleceği İnşa Ederken

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi, tarihi mirasını modern tıpla buluşturarak, gönül coğrafyasında eğitim ve sağlık hizmetleriyle umut olmaya devam ediyor. Rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın, üniversitenin hedefini “Bugün Bosna’dan Somali’ye, Kudüs’ten Bangsamoro’ya kadar geniş bir coğrafyada sağlık eğitimi ve hizmetiyle varız. Yeni gönül coğrafyalarında sağlık köprüleri kurmayı sürdüreceğiz” sözleriyle ifade etti.

  • DSÖ’nün Avrupa Bölge Direktörlüğü Görevine Tekrar Seçilen Hans Kluge Avrupa’da Sağlık Politikalarını Yenilemeyi Planlıyor

    DSÖ’nün Avrupa Bölge Direktörlüğü Görevine Tekrar Seçilen Hans Kluge Avrupa’da Sağlık Politikalarını Yenilemeyi Planlıyor

    Hans Kluge’nin 5 Yıllık Dönemde Gerçekleştireceği Projeler

    DSÖ Yürütme Kurulu tarafından tekrar Avrupa Bölge Direktörü olarak seçilen Hans Kluge, 2026-2030 döneminde hayata geçireceği projeleri açıkladı. Kluge, “Kronik hastalıklar ve ruh sağlığı”, “iklim değişikliği ve çevre”, “demografik değişim ve düşen doğum oranları” ile “kriz ve acil durumlar” başlıklarını tartışmaya açacaklarını belirtti.

    Hedef: Avrupa Sağlık Politikasını Güçlendirmek

    Kluge, 53 ülkeden temsilci ve akademisyenlerin katılacağı 4 farklı oturum düzenleyerek Avrupa sağlık politikasını geliştirmeyi planladıklarını duyurdu. Birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmeyi ve savaş bölgelerindeki insanların acılarını en aza indirmeyi hedeflediklerini belirtti.

    Türkiye’nin Sağlık Hizmetlerindeki Gücü

    Kluge, Türkiye’nin birinci basamak sağlık hizmetleri konusunda güçlü bir ağa sahip olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin depremle ilgili tecrübelerinin diğer ülkeler için örnek teşkil ettiğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin sağlık alanındaki inovasyonlarının dünyaya tanıtılacağını ve bu sayede daha fazla teknik destekten faydalanacağını belirtti.

    Gazze ve Suriye’deki Sağlık Hizmetleri

    Gazze ve Suriye’deki sağlık tesislerine yönelik saldırıların endişe verici olduğunu belirten Kluge, DSÖ’nün bu bölgelerdeki acıları hafifletmek için çalışmalar yürüttüğünü kaydetti. Türkiye’nin Gazze ve Suriye’deki insani yardım çalışmalarına destek verdiğini ve bu destekten dolayı teşekkürlerini iletti.

    Kluge’nin açıklamalarına göre, DSÖ’nün önceliği insanların sağlığını korumak ve geliştirmek, acıları en aza indirmek ve sağlık hizmetlerini güçlendirmek şeklinde.

  • DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge’nin Açıklamaları

    DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge’nin Açıklamaları

    Hans Kluge’nin 5 Yıllık Dönemdeki Projeleri

    DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, tekrar seçilmesi sonrasında 2026-2030 döneminde hayata geçirecekleri projeler hakkında bilgi verdi. Kluge, “Kronik hastalıklar ve ruh sağlığı”, “iklim değişikliği ve çevre”, “demografik değişim ve düşen doğum oranları” ile “kriz ve acil durumlar” konularını tartışmaya açacaklarını belirtti.

    Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin Güçlendirilmesi

    Kluge, Türkiye’nin birinci basamak sağlık hizmetleri konusundaki güçlü ağını övdü. Türkiye’deki toplum sağlığı merkezlerinin yaygın olduğunu vurgulayan Kluge, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinin hastane ihtiyacını azaltacağını ifade etti.

    Depremle İlgili Tecrübelerin Paylaşımı

    Türkiye’nin depremle ilgili tecrübelerinden faydalanılması gerektiğini belirten Kluge, Türkiye’nin inovasyonlarının dünyaya tanıtılacağını ve bu sayede teknik destek alabileceğini söyledi. Ayrıca, depremle ilgili konferanslar düzenlenmesi ve tecrübelerin paylaşılması konusunda Türkiye’nin rolünü önemsedi.

    Türkiye’nin İnsani Yardımlardaki Rolü

    Kluge, Türkiye’nin sağlık alanındaki başarılı çalışmalarını övdü. Gazze’deki sağlık tesislerine yapılan saldırılardan endişe duyduklarını belirten Kluge, Türkiye’nin Gazze’de ve Suriye’de yaptığı insani yardımları takdir etti. Ayrıca, Türkiye’nin Suriyelilere ev sahipliği yapmasını ve insani yardım çalışmalarını desteklediğini ifade etti.

    Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele

    DSÖ olarak kadınlara yönelik şiddeti ele alma konusunda girişimde bulunacaklarını belirten Kluge, kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddetin önlenmesi gerektiğini vurguladı. Kluge, herkesin sağlığa erişiminin bir insan hakkı olduğunu ve bu ilkenin her zaman geçerli olduğunu dile getirdi.

  • Güney Çin Üniversitesi Araştırmacılarından Kanser Tedavisinde Yeni Buluş

    Güney Çin Üniversitesi Araştırmacılarından Kanser Tedavisinde Yeni Buluş

    Nadir Toprak Minarelerinden Yüksek Saflıkta Nüklit Maddeler Çıkarıldı

    Güney Çin Üniversitesi’nden araştırmacılar, nadir toprak minarelerinden belirli atom altı proton ve nötron sayısına sahip nüklit maddeler elde etti. Bu maddeler arasında kurşun-212 ve bizmut-212 öne çıkıyor.

    Hedefe Yönelik Alfa Radyonüklid Tedavisi Potansiyeli

    Elde edilen yüksek saflıktaki nüklit maddelerinin meme, pankreas, prostat kanserleri gibi çeşitli kanser türlerinde kullanılan “hedefe yönelik alfa radyonüklid tedavisi” (TAT) için etkili olabileceği belirtiliyor. Bu tedavi yöntemi, kanser hücrelerine doğrudan zarar vererek tedavi sürecini kolaylaştırıyor.

    Yenilikçi Ayırma Yöntemi: Silika Destekli Anyon Reçinesi

    Araştırmacılar, nüklit maddelerini halojenür ortamında ayırmak için geliştirdikleri silika destekli anyon reçinesi yönteminin önemine dikkat çekiyor. Bu yöntem, geleneksel reçinelere kıyasla 6 kat daha hızlı adsorpsiyon sağlayarak kısa ömürlü nüklitlerin izolasyonunda büyük bir ilerleme sağlıyor.

    Çin’de Tıbbi Nüklit Üretiminde Önemli Adım

    Araştırmacılar, bu gelişmenin Çin’de kritik tıbbi nüklitlerin üretiminde “kendi kendine yeterliliği” sağlamak adına büyük bir adım olduğunu vurguluyor. Bunun yanı sıra, radyum-228, toryum-228 ve radyum-224 gibi diğer nüklitlerin de ayrıştırılması üzerinde çalışmalarını sürdürdüklerini belirtiyorlar.

    Bu çalışma, kanser tedavisi alanında önemli bir ilerleme sağlayarak gelecekte birçok hastaya umut olabilecek potansiyele sahip.

  • Tip 1 Diyabet Hastası Çocuklar İçin Sensörlü Glikoz İzlem Cihazları Geri Ödeme Kapsamında

    Tip 1 Diyabet Hastası Çocuklar İçin Sensörlü Glikoz İzlem Cihazları Geri Ödeme Kapsamında

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sensörlü Glikoz İzlem Cihazları Hakkında Müjde Verdi

    18 Yaş Altı Tip 1 Diyabet Hastaları İçin Önemli Adım

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada, 18 yaş altındaki tip 1 diyabet hastası çocuklar için sensörlü glikoz izlem cihazlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödeme kapsamına alınacağını duyurdu.

    Sensörlü Glikoz İzlem Cihazları Ne İşe Yarıyor?

    Sağlık Bakanlığı yetkililerine göre, 2 yaş üstündeki tip 1 diyabet hastaları için önerilen bu cihazlar, yaklaşık 28 bin çocuk ve ailesini yakından ilgilendiriyor. Sensörlü glikoz izlem cihazları, parmak ucuna iğne batırma zorunluluğunu ortadan kaldırarak çocuklara anlık ve sürekli glikoz ölçümü imkanı sunuyor.

    Önemli Bir Sağlık Adımı: Glikoz Ölçüm Sonuçları Anlık Bildiriliyor

    Daha önce parmak ucuna iğne batırılarak yapılan glikoz ölçümlerine alternatif olan bu cihazlar, ölçümleri akıllı telefonlara veya özel alıcı cihazlara anlık olarak ileterek ailelerin çocuklarının sağlık durumunu kolayca takip etmesine olanak tanıyor.

    Hayati Riskleri Önleme: Cihazlar Uyarı Sistemi ile Donatılmış

    Sensörlü glikoz izlem cihazları, kan şekerinde ani değişimler olduğunda hipoglisemi veya hiperglisemi durumunda alarm vererek aileleri ve hastaları uyarıyor. Bu sayede tip 1 diyabet hastalarına, olası sağlık sorunlarıyla hızla müdahale etme imkanı sağlanıyor.

    Bu adım, tip 1 diyabet hastası çocukların ve ailelerinin yaşam kalitesini arttırırken aynı zamanda sağlık takibini daha kolay ve etkili hale getiriyor.

  • İstanbul Arnavutköy’de Şeker Hastası Genç Kızın Ölümü

    İstanbul Arnavutköy’de Şeker Hastası Genç Kızın Ölümü

    Genç Kızın Rahatsızlanması

    İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde Gaye Akel isimli genç kız, sevgilisi C.A. ile buluşmak üzere Sultangazi’den toplu taşıma aracı ile yola çıktı. Ancak yolculuk sırasında şeker hastalığı nedeniyle rahatsızlanan Akel, çift bir restoranda mola vermek zorunda kaldı.

    Ölüm Anı Güvenlik Kamerasında

    Restoranda dinlenen çift, daha sonra Arnavutköy’deki bir otele gitmek üzere hareket etti. Otel odasına giren Akel ve sevgilisi kısa bir süre sonra çıkarak bir eczaneye gittiler. Eczanede sıra beklerken fenalaşan genç kızın güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri ortaya çıktı. Akel, kafasını ellerinin arasına alarak oturdu ve daha sonra yaşamını yitirdi.

    Adli İşlemler ve Serbest Bırakılma

    Olayın ardından sevgilisi C.A. emniyete götürüldü ve yapılan işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. C.A., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ancak genç kızın ölümüyle ilgili detaylı soruşturma devam ediyor.

    Bu trajik olay, İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde yaşanan şeker hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden genç kızın sevdiklerini derinden üzmüş durumda. Genç kızın ölümüne ilişkin detaylar ise adli makamlar tarafından incelenmeye devam ediyor.